ZİHNİN KATMANLARI (Psikanaliz Okuluna Göre)….(3 üncü kitaptan)

Zihnimizde, Bilinç (şuur = conscious) ile Bilinç-altı (tahteşuur = unconscious) dediğimiz iki bölge vardır. Psikanaltik görüşe göre bu iki zihinsel bölge içinde üç tane zihin bölümü yer almaktadır. Bunlar gelişim sırasıyla şöyle sıralanabilir :

● İd, doğuştan vardır. Psişik enerjinin kaynağıdır. İlkel istemler, açlık, susama, dışkılama, cinsellik, ısınma için temel güdüler İd’ de saklıdır. Freud bu psişik enerjinin bebeğin doğuştan getirdiği biyolojik bir enerji olduğunu söyler. Libido adını verdiği bu biyolojik enerji, bebeğin büyüyüp geliştiği süreçte psişik bir enerji haline gelir. Kurama göre, bu süreç bebeğin bilinç düzeyinde değildir. Bilinçaltı (ya da bilinçdışı) olarak gelişir.

İd, haz ilkesi (pleasure principle) ile hareket eder. Amaç, bir an önce doyuma ulaşmaktır. Amaca ulaşamamak, bu yolda engellenmek gerginliğe neden olarak bunu yenmek için gösterilecek çabayı körükler. Freud’ e göre, doyuma ulaşmak, gerginliği azaltmak için bir yol birincil süreç (primary process) düşüncedir. Buna göre istenilen, arzu edilen şey düşünülerek doyuma ulaşılır.

● Ego (ben), İd’den sonra gelişen bir zihin yapısıdır. Bebeğin altıncı ayından başlıyarak İd’den kaynaklanıp gelişmeye başlayan Ego, bilinç ile gerçekliği sergiler. Enerjisini İd’den alarak bu enerjiye göre biçimlenir. İd’in doyuma ulaşmak için kullandığı birincil süreç biçimi düşüncenin yerini ikincil süreç (secondary process) biçimi düşünceye bıraktığı yerdir. Düşleyerek yaşamanın olanak dışı olduğunu söyleyen Ego devreye düşünme, karar verme, ile planlama yetilerini sokar. İd’in sabırsızca doyum elde etme ile düşlemlerini daha gerçekçi yapıya dönüştüren Ego, gerçeklik ilkesine (reality principle) göre çalışır.

● Süper Ego (üst ben). İd ile Ego’dan sonra Süperego yapısı oluşur. Çocuk konuşma ile kültürü öğrenmeye başladıkça Süperegosu gelişir. Büyüme aşamalarının her birinde kültürü, düzgüleri (normları), simgeleri, kuralları, yasakları öğrenerek benimser. Böylece vicdan yapısı gelişen çocuk, çevresince kimi zaman onaylanır, bazan da onaylanmaz. Bakıcılarınca onaylanmayan şeyleri farkederek onaylanmamaktan kaçınır. Örnekse, bakıcılarınca onaylanmak için yatağını ıslatmamayı öğrenerek, aldığı sonuçtan haz duyar.

Bu tanımlamalara göre yeni doğmuş bebeğin zihin yapısında İd’den başka bir öğe yoktur (bu zihin yapısıyla herhangi bir hayvandan farkı, thanatos içgüdüsü varlığı dışında, bulunmaz). Bu dönemde İd tümüyle bilinç içindedir. Bütün insan temel içgüdüleri anında doyuma ulaştırılmalıdır. Bu yerine getirilmezse bebek çığlık atıp çırpınma eylemine girerek duruma hemen karşı çıkar. Bu davranışıyla bebek kendini dünyanın özeğinde (merkezinde) olarak algılar. Herkes onun emrinde olup, istemlerini hemen yerine getirmelidir. Buna Omnipotens diyoruz. Bebek yaşamından gün alıp, bir yaşına doğru yaklaşınca, o zamana kadar yaşadığı deneyimlerinin de etkisiyle yavaş yavaş Ego biçimlenmeye başlar. Gelişen Ego, İd’in istemlerini frenleyerek onu bilinçaltı’na doğru gitmeye zorlar. Zamanın ilerlemesiyle İd tümüyle biliçaltına gönderilir. Dahası Ego’nun da küçük bir bölümü bilinç altına yerleşir. Çocuk büyüdükçe kuralları, yasakları, belli bir kültürü öğrenmeye başlar. Bu bilgiler Süperegonun oluşmasına neden olur. Denetçi Süperego, yapısı gereği hem Ego, hem de İd üzerinde eğemenlik kurarak her ikisini de denetlemeye başlar

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*

Şu HTML etiketlerini ve özelliklerini kullanabilirsiniz: <a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <strike> <strong>