İÇGÜDÜLER…. (3 üncü kitaptan)

Sigmund Freud, kendi ortaya koyduğu psikanaliz kuramında, hasta yakınmalarının kökenini hep cinselliğe dayandırmaktadır. Bunun nedenini bulabilmek için insan içgüdülerine bir göz atmak gerekecektir.

Herşeyden önce içgüdünün, böcekten insana kadar, hayvanların dış uyaranlar karşısında bilinçten bağımsız, öğrenmeyle ya da alışkanlıkla ilgili olmadan, genlerinin gösterdiği doğrultuda, doğaca önceden belirlenmiş tepki ya da yanıt olarak tanımlandığını anımsayalım.

Buna göre içgüdüler, taşınan genlere bağlı olarak doğumla birlikte vardır. Canlının yaşamını sürdürebilmesi için kaçınılmaz biçimde gereklidirler. İçgüdüler değiştirilemez, yok edilemez, birinin yerine öteki konulamaz.

İnsanda var olan, toplamına Libido (biyolojik enerji ya da güç) adı verilen içgüdüler şunlardır :

● Beslenme içgüdüsü. Daha doğumdan hemen sonra bebekte meme emme güdüsü olarak başlar.

● Dışkılama içgüdüsü. Doğumdan hemen sonra başlayarak, sindirim sonu oluşan atıklar ile kandaki yararsız, zararlı ya da fazla maddelerin serbestçe dışarı atılmasını, bir öğretime gerek kalmadan gerçekleştirmeye yarar (işeme ile dışkılama).

● Kendini koruma içgüdüsü. Buna korkma içgüdüsü de diyebiliriz. Kişiyi kendine zarar verebilecek nesne, varlık ya da olaylardan uzak tutmak, onlardan kaçmak biçiminde kendini gösterir.

● Üreme ya da cinsel içgüdü. Türün devamını sağlayan içgüdüdür. Bunun yardımıyla türlerin, değişik genlerin harmanlanması yoluyla kusursuzluğa doğru yol alması amaçlanmıştır. Çünkü Tanrının gözünde tek tek bireyler değil, ama türlerin önemi vardır. Türlerin kusursuzluğa ulaşabilecek bir biçimde devamlılığı sağlanmalıdır.

● Çekişme (rekabet) içgüdüsü. Bu kişinin kazanma yönündeki bütün eylemlerinde etkilidir.

● Kahramanlık içgüdüsü. Bu bir başkasını koruma için yapılacak bütün atılımları yapma olanağını verir.

● Thanatos (saldırganlık ile öldürme ya da yoketme) içgüdüsü. Bu sadece insanda var olan bir içgüdüdür. Bize göre doğal düşmanı, demek ki yok edicisi olmadığından Tanrıdan insana verilmiş bir içgüdü olmalıdır. Savaşlar bunun yüzünden vardırlar. Aynı biçimde cinayetlerin de kökü bundadır. Çünkü hayvanlar aleminde, ne nedenle olursa olsun, bir tür hayvanın örgütlenip, gene kendi türünden hayvanlara saldırarak onları yok ettiği görülmemiştir. Aynı biçimde, bireysel olarak iki hayvan bölgeleri için çekişmeye girdiğinde öldürme söz konusu değildir. Boynunu rakibine teslim eden hayvanın yaşamasına izin verilir. Yenik olarak bölgeyi bırakır, çekilip gider. Ayrıca hayvanlar kendi dışlarındaki türleri ancak beslenebilmek için öldürürler. Thanatos içgüdüsünün, çağdaş bir biçimde kendini gösterdiği bir olgu daha vardır : İş yeri terörü ya da İngilizcedeki deyimiyle “ mobbing “. Bu, bir kişiyi çalışma ortamında olabildiği kadar dışlayarak canından bezdirip, o iş yerinden kaçmasına, bir anlamda yok olmasına yol açan davranışların tümünü özetler. Yok etme amacını güttüğü için, insan yıkıcılığının arıtılmlş (sublimation) açık bir belirtisidir.

Burada çekişme (rekabet) içgüdüsünden bir esinti sezilmekte ise de, amaç rakibi ortadan kaldırmak olduğu için, asıl itici güç thanatos’tan gelmektedir.

Bütün bu içgüdüler içinde yalnız bir tanesinde, üreme ya da cinsel içgüdü için sözcüğün tam anlamıyla t a b u ‘lar (kesin yasaklar) vardır. Bu tabular uzun yıllar boyu toplumca geliştirilip üreme içgüdüsü için uygulanır hale getirilmiştir. Bir anlamda insan cinselliğini serbestçe yaşamaktan engellenmiş bulunmaktadır.

Kişi öteki içgüdülerinin doğrultusunda serbestçe yaşamını sürdürebilirken, iş üreme iç güdüsüne gelince duraklayıp buna değgin düşünce ile duygularının büyük bir bölümünü bilinç-altına, daha doğrusu zihninin İd yapısı içine göndermek zorunda kalır. Böylelikle içgüdüler için geçerli olan “yok edilemez“ kuralı bilerek çiğnenmiş olur. Sonuçta insanlar bunun faturasını çok ağır bir biçimde ödeyeceklerdir.

Bilincin İd’de oluşan bu birikimden hiç bir haberi olmamakla birlikte, bunlar yerlerinde, kural gereği rahat duramazlar. Simgeler ardına gizlenip düşlere girerler, bilinci zorlayıp akıl hastalıklarına neden olurlar. Çünkü İd de yaşam içinde kendini göstermek hakkını kullanmak istemektedir. Ama, Süperego ile Ego’nun Düşüncelerini yasaklaması sonucu bunları dolambaçlı yollardan, simgelerle gizleyerek su yüzüne çıkarmaya çalıştığı için karakter sapmalarına neden olur.

Psikanalitik okul bu sapmalara nörozlar adını veriyor, bunları sağıtmaya çalışıyor. Gerçekten de hayvanlarda nörozlara hiç rastlanmaz. Çünkü onlar cinsel yaşamlarında tabulara bağımlı olmayıp cinselliklerini, insanların beslenme. Dışkılama vb içgüdülerinde olduğu gibi, serbestçe yaşarlar.

Freud’ un nörozların tabanında cinselliğin bulunduğunu bildirmesinin nedeni de budur. Bu düşüncesinde hiç kuşkusuz haklıdır da. Ayrıca psikanalizin bir bölümünde düşlerin incelenip ayrıştırılması da bu nedene dayalıdır. Çünkü düşler İd’in söylemlerini, anlatımlarını içerir.

Konuya bir de bu açıdan bakınca, düşlerin insan yaşamı için önemi ile uykunun sadece düş görmek için gerekli olduğu savının doğruluğu daha bir aydınlanır gibi görünmektedir.

2 Responses to İÇGÜDÜLER…. (3 üncü kitaptan)

  1. Anonymous diyor ki:

    1890– 1900 VE 1928 YILAR ARASINDA İNSAN GENETİKLERİYLE ÇOK DEĞİŞİM MUTASYON ÇALIŞMALARDA BULUNULMUŞLARDIR ÇALIŞMALARINI SAVAŞ DÖNEMİNDE ESİRLER ÜZERİNDE DENENMİŞTİR BUNLARIN ÇALIŞMA NEDENLERİ SÜMÜRGE DEVLETLERİ HİÇ ZAİAT VERMEDEN KONTROLDU İNSANIN Bİ SAVAŞA HAZIRLAMALARI 15 SENEDEN SONRA RANDIMAN ALACAĞINI BİDİKLERİ İÇİN BUDA UZUN SÜREYDİ ONLAR İÇİN EN UYGUNU 1YILDA SAVAŞA HAZIRLAMA İÇİN YAPTIKLARIGENETİK ÇALIŞMALARDIR O0NLAR EKSERİ KÖPEK GENİNİ İNSAN GENİYLE BİRLEŞTİRMEK FARKLI BİR SOY ÇIKARMAK VE YİYECEK SIKINTISI YAŞAMAMA SAVAŞA GİREN DEVLET HİÇ BİR ZARARA UĞRAMADAN KUŞATMA BU GEN ONLARIN HESAPLARINA GÖRE 1YILDA YETİŞKİN DURUMA GELECEĞİNİ HESAPLAMIŞLARDI AMA BAŞARISIZ OLDU BİLİM ADAMLARI ÖRNEK KARANLIKLAR ÜLKESİNDEKİ FİLİM DEĞİŞİM KURTA DÖNÜŞÜM

  2. Anonymous diyor ki:

    [url=http://ayna.name.tr]ayna modelleri,ayna fiyatlari[/url]

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*

Şu HTML etiketlerini ve özelliklerini kullanabilirsiniz: <a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <strike> <strong>