DÜŞLERİN OLUŞTUĞU YER (değişik bir açıdan)….(3 üncü kitaptan)

Ayrıca düşler, her tür algılamamız gibi zekamızın yarattığı görüntülerdir. Düşler, aşağıda gösterilen beş zeka bileşeninden ikisi ile, belki de ötekilerle birlikte olarak, çok daha yakından ilgili gibi görünmektedir (buna ilerde açıklık getirmeye çrlışacağız) :

Bellek (hafıza)
● Dikkat
● Yoğunlaşma (consentration)
● Usavurma (muhakeme = reasoning)
……………. ■ ayrıştırma (analiz) yetisi
……………. ■ Birleştirme (sentez) yetisi
İmgelem (muhayyile = imagination)

Düş görme ile ilgili bu iki zeka bileşeni imgelem ile bellek’ tir. İmgelemin beynin hangi bolge ya da bölgelerinin çalışması sonucu ortaya çıktığını bilebiliyormuyuz?.. Hayır. Bu, öteki zeka bileşenleriyle birlikte, bizim için tam bir bilinmedik konudur. O halde düşlerin de hangi beyin bölgesi eylemi olarak ortaya çıktığıni, tam olarak bilebilme olanağımızın olması da öyle kolay değildir.

Aslında, bulunduğu yer biraz tartışmalı olan bellek dışında, hiç bir zeka bileşeninin beyindeki yeri konusunda bilgimiz yoktur.

Düşlerin hangi beyin bölgesi eylemi olduğu konusunda daha başka tanımlar da bulunabilir. Ama bunların hiç biri beyinde düşleri oluşturan yerin neresi olduğunun henüz bilinemediği gerçeğini değiştiremez. Tam tersine bu belirsizliği doğrular. (Dr. Subimal Datta’ nın görüşlerine karşın. Çünkü kalıcı belleğin yerleşik olduğu yer, kesin kes saptanmış değildir. Söylemler kestirim ile kuramlardan oluşuyor).

Burada asıl sorulması gereken başka sorular olmalı. Bunların yanıtlarına ulaşılmaya çalışılmalıdır :

1) Neden NREM ile düşlerin oluştuğu REM uyku dönemleri bir uyku süresince (bir) taneden fazladır?

2) Bu dönemler neden birbirlerini izleme zorunluluğundadır?

3) Neden NREM dönemi bütün bir uyku süresinin % 75 e kadarını oluşturmaktadır?

4) NREM döneminde düş görüyor olanlar, asıl düşlerin oluştuğu REM dönemini hiç yaşamasalar, düş görmeleri önlenen deneklerin yaşadığı zor dönemlerden geçmezler mi?

Yanltlara gelince :

1) Çünkü bir gecelik uyku sırasında bir’ den fazla düş görülür (genç bir erginde ortalama 4 – 5). Bu neden böyledir?… Diyorsanız : Ne bu soru sorulmuş, ne de yanıtı araştırılıp verilmiştir..

2) Öyle görülüyor ki NREM dönemi, düşlerin gorüldüğü REM uyku dönemi için bazı hazırlıkların yapıldığı bir dönemdir. Bu hazırlığın neleri kapsadığı bilinemiyor. Çünkü bu güne kadar uykunun gerekliliğini düş görmek için değil de bir yenilenme, bir dinlenme olarak kabullendiğimiz için bu konunun üzerine eğilen olmamıştır. Ama büyük olasılıkla NREM uykusu REM’ e bir hazırlığın yapıldığı dönemdir. Böyle olmasaydı her REM den önce bir NREM gelmezdi. Uyku uzun bir tek NREM den, bir de onu izleyen REM den oluşurdu. Ne var ki bir uyku süresince bir’ den fazla düş görme zorunluluğu var. Her seferinde görülen düşün de konusu ötekilerden çok değişiktir. Görülen düşler konu bakımından bir dizi film gibi birbirini izleseydi belki bir tek NREM dönemi yeterli olabilirdi. Bunun içindir ki, her REM den önce gelen bir NREM ı gözlemliyoruz. Bir başka deyişle her REM den önce bir NREM dönemi geçirme zorunluğu olduğunu onaylamamaya olanak yoktur. O halde araştırmacılardan bu konu üzerine eğilip, sonuçlara ulaşmalarını beklelememiz en doğal hakkımızdır. Ancak, bunu yapabilmek için uykunun baş amacının düş görme olduğunun kabullenilmesi gerekir ki, bu günkü günde bu düşünceye yanaşan da pek yoktur.

3) Bunun yanıtı bir önceki soru içinde gizlidir. Demek ki kısacık süreli olan REM için uzun hazırlık yapmak gereklidir. İçyüzü ile nedenini bilemediğimiz doğal bir olaydır bu. Tıpkı bir atletin uzun ya da yüksek atlama yapması için gerileyip uzunca bir koşu yapması gibi. Koşu uzuncadır ama atlama bir an kadar kısa sürer. Ayrıca filmlerin yapımı için de bu geçerli değil midir?… Bir filmin çekimi için saatler, dahası günler harcanır. Sonuçta izlediğiniz film bir buçuk ya da en fazla iki saattir!..

4) Bu konu da dikkat çekici olmasına karşın araştırılmamıştır. Araştırılıp bir sonuca varılsaydı, yanıt olumsuz olduğunda uykunun düş görme ile ilgisi kesinleşirdi. Olumlu olduğunda oykunun düş görmeyle değil başka eylemlerle ilgisi olabileceği, ama REM uykusunun da gerekliliği ortaya çıkardı. O zaman kendimize başka nitelikte sorular yöneltmemiz gerecekti.

Görülüyor ki konu etrafında bir düşünce noksanı, buna bağlı bir araştırma boşluğu vardır.

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*

Şu HTML etiketlerini ve özelliklerini kullanabilirsiniz: <a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <strike> <strong>