DÜŞLERİN OLUŞTUĞU BEYİN BÖLGESİ?…..(3 üncü kitaptan)

Düşler konusunu ciddi, bilimsel açıdan göz önüne alıp irdeleyen ilk kişinin Sigmund Freud olduğunu söylemiştik. Ondan sonra Carl Jung ile Alfred Adler de Freud’ un görüşlerine yakın ama ondan yer yer ayrılan görüşler ileri sürdüler. Daha sonra günümüzdeki psikiatri ile uğraşanlar (örnekse, Dr. Subimal Datta) daha başka görüşleri gündeme getirmekle birlikte gene de Freud’ da yakın düştükleri noktalar olmuştur.

Bütün bunları incelemeye çalışacağız. Ama herşeyden önce düşler konusunda ileri sürülenlerin hepsinin birer kuramdan ileri gitmediğini, düşlerin oluş biçimi, özü ya da içyüzü konusunda kesin bilimsel kanıtların ortaya konulamamış olduğunu söylemek gerekir. Demek ki düşlerin oluşumu için 2×2=4 gibi kesin bir bilgimiz yoktur. Bu konuda söz edenler, kesin olarak bir noktada birleşmekten çok birbirinden farklı, ama gene de birbirine yakın görüşler ileri sürmekteler.

Önce, düşlerin oluşmasında beynin hangi bölge ya da bölgelerinin sorumlu olduğu dolaylarındaki araştırmalar ile savlara bir göz atalım. Bu konuda St. Bartholomew’s and Royal London Shcool of Medicine okutmanlarından Mark Solms REM uykusundan sorumlu beyin bölgesinin beyin sapı (rhombocephalon) olduğunu, NREM uykuyu ise beynin daha yukarı bölgelerinin (prosencephalon) çalışması sonucu ortaya çıktığını söylemektedir.

Bu düşüncede yanılgı payı varmıdır?…

Var gibi görünüyor. REM uykusu bilindiği gibi hızlı göz hareketleriyle belirgin, düşlerin oluştuğu uyku dönemidir. Göz kürelerine hereket sağlayan kasların siniri olan nervus occulamotorius da beyin sapı bölgesinden çıkar. Şimdi… “göz kürelerinin haraketini sağlayan bölgenin REM uykusu için odak noktasını oluşturduğuna karar vermek ne derece doğru olur?… “Diye sormak gerekir. Bu bir sonuç mu, yoksa bir neden midir?…

Düşlerin oluşumu için bir başka anlatım da şöyledir :

REM sırasında pontogeniculo – occipital (PGO) etkinlikler dikkat çekmektedir. Bunun bulunduğu yer beyin sapı bölgesidir. PGO etkinlikleri temel olarak algı ya da uyarılmayla ilşkilidir. PGO, REM sırasında bir tür uyarılmlşlığa yol açarak oksipital bölgeyi (görmeyle ilgili beyin bölgesi) uyarmakta, görsel olayların/kayıtların harekete geçmesini sağlamaktadır. Bunun yanı sıra PGO, REM sırasında algısal bildirileri farklı biçimde ele alıp kortikal düzensizliğe yol açarak düş imgelerinin oluşumunda rol oynamaktadır. Bu yolla bireysel anlamda kendine özgü bir biçimde oluşan düşlerin, gerekli olmayan kayıtları silerek, gerekli olanları ise düzenleyerek duygusal, bilişsel dengeye hizmet ettiği ileri sürülmüştür (H. Aydın). Düşlerin görsel malzemeyle oluşması bu yolla açıklanırken, “ neden görsel? “ sorusu ise yanıtlanamamıştır.

Demek istediğimiz nervus occulomotorius’un çıktığı bölge ile PGO nun oluştuğu beyin sapının REM uykusunu oluşturan bölge olduğunu ileri sürmek bir yanılgıdır. Çünkü bu bir neden değil, sonuçtur. Demek ki, REM uykusu beynin bilemediğimiz bir bölgesinden kalkan uyaranlar aracılığıyla oluşurken, bu uyaranlar hem PGO etkinliklerini harekete geçirip, hem de nervus oculamotorius’u da etkileyerek göz kürelerinin hızlı hareketine yol açarlar.

Gerçekten de yakın zamanda ortaya çıkan bazı veriler REM uykusunun, orta beyinde yer alan substansiya nigra ile stiriatal dopaminerjik etkiyle ilgili olduğu yolundadır (R.L. Albin ile I. Eisensehr). Böylece düşlerin oluşmasında sorumlu bölge konusunda orta beyine kadar çıkmış oluyoruz. Daha ilerki günlerde, başka araştırmalar sonucu çok daha değişik hipotez ya da kanılara varılacacağını düşünmek hiç de yanlış olmaz.

NREM uykusunun beynin yukarı bölgelerince (prosoncephalon) oluşturulması kanısı ise doğru olabilir. Çünkü bu bölge neredeyse beynin geri kalan bölgelerinin tamamına karşılık gibidir. Bu kadar geniş bir bölgeyi sorumlu tutarsanız elbette doğruya yaklaşmış olursunuz.

Ancak, düşlerin oluştuğu yer konusunu kapatmadan önce, Harvard Üniversitesi psikiatristlerinden Dr. Subimal Datta’ nın araştırmaları sonucu yazdıklarına bir göz atmak gerekecektir. Dr. Datta, Freud’ den daha başka düşünerek : “düşlerin uynıkken elde edilmiş bilgilerin REM uykusu sırasında kalıcı belleğe yerleştirilmeleri sırasında oluştuğunu” söylemektedir. Bu günkü bilgilerimize göre, kalıcı belleğin amygdalia (duyusal bellek) ile hippocampus’ ta (uzamsal bellek) olduğu varsayıldığına göre, Dr. Datta, düşlerin oluştuğu bölgenin de buralarda olduğunu, dolaylı olarak söylemiş olmaktadır..

———————————————————–

İlgili makaleler :

Albin, R.L., Koeppe, R.A., Chervin, R.D., Consens, F.B., Wernette, K., Frey, K.A., Aldrich, M.S. : Decreased striatal dopaminergic innervation in REM sleep behavior disorder. 2000, Neurology, 55 : 1410 – 1412.

Aydın, H., Özgen, F. : Psikiatrik bozukluklarda uyku çalışmaları. 1998, Klinik Psikiatri, 2 : 89 – 97.

Aydın, H. : Yaşamımızın gizli kalmış kesiti : Uyku. 1994, Bilim ve Teknik, 317 : 32-37.

Aydın, H. : Uykuda uyanan hayallerimiz : Rüya. 1994, Bilim ve Teknik, 318, 22-28.

Aydın H., Özgen, F. : The effect of imipramine on REM : Paradoxical or paralell. 1992, European Neuropsychopharmacology, 2 (3) : 389-391.

Datta S. PGO wave generation: Mechanism and functional significance, in Rapid Eye Movement Sleep (B.N. Mallick and S. Inoue, eds.), Narosa Publishing House, 91-106 pg (1999).

Eisensehr, I., Linke, R., Noachtar, S., Schwarz, J., Gildehous, F.J., Tatsch, K. : Reduced striatal dopamine transporters in idiopatic rapid eye movement sleep behavior disorder. Cmparison with Parkinson’s disease and controls. 2000, Brain, 123 : 1155 – 1160.

Solms, M. and Turnbull, O. (2002). The brain and the inner world. An introduction to the neuroscience of subjective experience. New York: Other Press. (With a foreword by Oliver Sacks).

Solms, M. (2002). Dreaming: Cholinergic and dopaminergic hypotheses. In Perry, Elaine (Ed); Ashton, Heather (Ed); et al., Neurochemistry of consciousness: Neurotransmitters in mind. Advances in consciousness Research, 36, pp. 123 131

Solms, M. (2000). Forebrain mechanisms of dreaming are activated from a variety of sources. Behavioral and Brain Sciences 23(6): 1035-1040; 1083-1121

Solms, M. (2000). Dreaming and REM sleep are controlled by different brain mechanisms. Behavioral and Brain Sciences 23(6): 843-850; 904- 1018; 1083 –1121.

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*

Şu HTML etiketlerini ve özelliklerini kullanabilirsiniz: <a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <strike> <strong>