ÜSTÜN ZEKA (DEHA = GENIUS)….. 2 nci kitaptan

Zeka dünyayı yerinden oynatmaya yarayan maniveladır

Honoré de BALZAC

“Dahi, karmaşığı yalın’a indirgeyen kişi” Bu Ralph Waldo Emerson’un deha için yaptığı tanımdır. C.W. Coran da bir iki sözcük farkı ile aynı şeyi söylemektedir.

William Hazlitt daha etraflı bir tanımlama yapmaya çalışmıştır : “Dehanın tanımı onun bilinç dışında iş görerek ölümsüz çalışmalar üretmesi demek olmalıdır.Öyle ki bunların nasıl ya da ne için olduğu akla gelmez bile. Mükemmel güçler gizliden iş görürler”. Bu belki de yapılmış bir çok tanım içinde doğruya en yakın olanıdır. Çünkü Viladimir Nabokov gibi “Dahi kar’ı düşleyen bir Afrikalıdır” diyenler de olmuştur. Johann Wolfgang Von Goethe de “Deha için gerekli olan ilk ve son şey, gerçek aşkıdır” demiştir.

Arthur Koestler’e göre “Dehanın başlıca işareti mükemmeliyet değil, fakat özgünlüktür, yeni ufuklar açmaktır”. Simone de Beauvoir “Hiç kimse dahi olarak doğmaz. Deha sonradan kazanılır” demiştir. Oscar Wilde’ın bu konudaki görüşü şöyle : “Halk olağanüstü hoşgörülüdür. O herşeyi affeder, deha dışında”. Henri Frederic Amiel de “Diğerleri için zor olanı yapmak yeteneğin belirtisi, yetenek için olanaksız olanı gerçekleştirmek te dehanın belirtisidir” tümcesini dehayı anlatmak için kullanmıştır. Örnekleri çoğaltma olanağı elbette vardır. Ama dikkat edilirse düşünürler deha konusunda fikir ileri sürerken, biraz da kendilerini anlatmış olmuyorlar mı?

Bir araştırıcı olarak yaptığınız taramalarda zeka geriliği konusunda pek çok bilgi derleyebildiğiniz halde dehayı araştırmaya girişirseniz pek fazla bilgiye ulaşmanız olanağı yoktur. Sadece nicelik açısından değil nitelik açısından da doyurucu bilgiye ulaşma olanağı pek yoktur. Bunun nedeni konunun zorluğu mu? Yoksa üzerinde fazlaca durulmamasımıdır? Bilinemez.

Bizce birinci olasılık daha ağır basar. Dehayı araştıranlar hep dahi diye bilinen kişilerin beyin anatomik yapısını incelemeye eğilimli olmuşlardır. Bu konuya nesnel yönden yaklaşım olmaktadır. Ama işin bir de öznel yönü vardır. Bu da konuya zekayı meydana getiren öğeler açısından yaklaşım demektir.

Gelişen bir olay karşısında normal zekanın işleyiş biçimi aşağıdaki çizelgede gösterilmeye çalışıldı :( Dikkat edilsin burada, daha önce sözü edilen “Tilki Zekası” tartışılmamaktadır. Konu normal insan zekasıdır)

Ana Bellek➞➞➞➞➞➞➞İşlevsel Bellek

↓ Dikkat
↓ ↓
↓ ↓
↓ ↓
İmgelem➞➞➞➞➞➞➞➞GELİŞEN OLAY➞➞➞➞➞Analiz + Sentez➞➞ SONUÇ
↑ (Usavurma)
↑ ↑

Yoğunlaşma

Burada gözler önünde gelişen bir olay vardır. Bu olayın algılanmasıyla dikkat harekete geçer. Öte yandan olay üzerine yoğunlaşılır. Olayın ayrıntılarıyla ilerde ne duruma gelebileceği konusu imgelem bileşeninin işidir. Bellekten gelen o güne kadarki bilgilerin aktarımıyla usavurma (Analiz+Sentez) gerçekleşerek değişik bir sonuca varılabilir. Ama iş burada biter.

Normal zekada bunların olması bir gayret gösterimini gerektirir. İşlemin yürümesi bu gayrete bağlıdır. Sonuçta da çoğu kez işlemin en son ucu açık kalır. Demek ki bir buluşa varılmaz. Hatta usavurmada olacak aksamalar bir sonuca varılmasını önler. Konu üzerinde düşünülmüştür, ama ondan değişik, bambaşka bir sonuç çıkarılamamıştır. Başka bir deyişle yeni bir şey keşfedilememiş, birşeyler yaratılamamıştır. Dahası da var, normal zeka bazan gözleri önünde gelişen olay ya da olayların gerçek anlamını birden kavrayamaz. Zaman geçince anlam ortaya çıkar. Demek ki normal zeka bir şeyler keşfetmenin çok uzağında bulunmaktadır.

Peki, Deha’da durum nedir? Ya da başka bir deyişle, arada ne gibi bir ayrım vardır?

Dehada da zekanın işleyiş biçimi aynen korunur. Ancak hiç bir aşamada aksama olmadığı gibi işleyiş hem çok hızlıdır, hem de bütün olanlar bilinç dışı, farkına bile varılmadan yürür (spontaneously). Olanlar sanki gizli bir güç tarafından yürütülmektedir. Sonuç deha sahibinin önüne çabucak gelir. Bu bir yazıyı okurken, bir problem üzerinde düşünürken ya da bir olayı gözlemlerken gerçekleşir. Elde olanlardan bambaşka değişik bir sonuca kuramsal olarak varıldığında, uygulama ya da deney aşamasına gelinmiş olur. Bundan sonra deney, gerekiyorsa varılmış olan hedefin doğru olduğuna emin olmak için gerçekleştirilir. Bu bir tür sağlama işlemi olacaktır. Gerekli doğrulama elde edilince yeni bir buluş ortaya konmuş olur. Dehanın yaratıcılığı çizimsel olarak kısaca şöyle gösterilebilir :

(Önceki Aşamalar)➞➞➞➞➞➞➞➞ SONUÇ➞➞➞➞➞➞➞Uygulama➞➞➞➞➞➞BULUŞ
(Konu bilimselse)

Buna en güzel örnek Albert Einstein’in Görecelik Kuramını (İzafiyet Teorisi=Relativity Theory) bulması olabilir. Einstein’i bu kurama götüren, daha önce farklı zamanlarda Heinrik A.LORENTZ ile James Clerk MAXWELL tarafından geliştirilmiş olan, birincisi için değişim (transformation) denklemleri de denen, matematik denklemleridir. Bunlar kısaca ortaya konmuş bir grup denklemdir. Ama bu kısacık denklemlerden 400 sayfalık bir kitapla ancak anlatılabilen, bütün evreni de uzayı da fiziği de içine alabilen, Görecelik Kuramı doğabilmiştir. Böylelikle dünya görüşü de değişmiş oldu. Einstein’e gelinceye kadar, demek ki 30-70 yıl gibi bir zaman içinde, kimsenin aklına bu denklemlerden yola çıkıp böylesi bir kurama varmak gelememiştir. İşte dehanın işleyiş biçimiyle sonuca varışı budur.

Ama Albert Einstein’in kendisi Görecelik Kuramını bir uluslararası fizikçiler toplantısında nasıl anlatıvermiştir, görelim : “Yanan bir sobaya elinizi bir an için koyun, bu size bir saat gibi gelecektir. Güzel bir kızla bir saat birlikte oturun, bu da sizce bir dakika gibi algılanacaktır. İşte, size Görecelik (relativity)

O halde deha’nın bir tanımını da biz yapılabiliriz :

Dahi, bir tanrı vergisi olarak, olaylara bağıntılı çevreden aldığı uyarılardan yola çıkıp, bilincin hiç haberi olmadan, kendiliğinden çok hızlı bir biçimde neden/sonuç ilişkilerini gözden geçirerek, çok değişik bir sonuca ulaşabilen, ölümsüz son derece parlak icatlar, dünyanın görüş açısını değiştiren yeni buluşlar yapabilen kişidir.

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*

Şu HTML etiketlerini ve özelliklerini kullanabilirsiniz: <a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <strike> <strong>